İngiltere merkezli uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam, 2020 sonrasında yaşanan küresel salgın, savaş, hayat pahalılığı ve iklim değişimi gibi krizlerin, zenginlerle yoksulluk içinde yaşayanlar arasındaki uçurumu daha da genişlettiğini bildirdi.
Oxfam, İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) yıllık toplantısı kapsamında “Inequality Inc” (Eşitsizlik Inc) başlıklı raporu yayımladı.
Raporda, 2020’lerin başlarında liderlere dünyayı cesur, yeni ve daha adil bir yöne götürme fırsatı doğduğu ancak bunun henüz gerçekleşmediği kaydedildi. 2020 yılı itibarıyla “on yıllık bir bölünmenin başlangıcı gibi görünen” bir dönemden geçildiğine değinilen raporda, eşitsizliğin genişlediği bu dönemde, ekonomik hayal gücünün daraldığı belirtildi.
Raporda, “(2020 sonrasında) Sadece üç yıl içinde küresel salgın, savaş, yaşam maliyeti krizi ve iklim çöküşü yaşadık. Her kriz, zenginlerle yoksulluk içinde yaşayanlar arasındaki uçurumu daha da genişletti.” ifadeleri yer aldı. 2020 ile dünyanın dört bir yanındaki birçok kişinin çok ciddi zorluklarla karşılaştığı vurgulanan raporda, 4,8 milyar kişinin 2019’a kıyasla daha yoksul durumda olduğu kaydedildi.
Raporda, Küresel Kuzey ile Küresel Güney arasındaki eşitsizliğin son 25 yılda ilk kez arttığına da dikkat çekildi.
Yüz milyonlarca kişinin maaşları nedeniyle alım gücünün düşmeye devam ettiği vurgulanan raporda, bu durumun daha iyi gelecek umutlarını ortadan kaldırdığının altı çizildi.
Raporda, “süper zenginlerin neden olduğu iklim çöküşü”nün, küresel eşitsizliği önemli ölçüde artırdığına da yer verildi.
MİLYARDERLER, 2020 SONRASI YÜZDE 34 DAHA DA ZENGİNLEŞTİ
Aşırı zenginlikte 2020’den bu yana keskin bir artış yaşandığı belirtilen raporda, milyarderlerin, 2020 sonrası 10 yıllık krizin başlangıcına kıyasla 3,3 trilyon dolar veya yüzde 34 daha zenginleştiği ve servetlerinin enflasyon oranının üç katı hızla arttığı ifade edildi.
Büyük şirketler için de son 20 yılın olağanüstü kazançlı geçtiği ve son birkaç yıl karlılık oranının daha da arttığı kaydedilen raporda, en büyük şirketlerin 2021 ve 2022’de karlarında yüzde 89’luk artış olduğu ve 2023’ün en karlı yıl olarak tüm rekorları alt üst edeceği belirtildi.
Raporda, bu karların yüzde 82’sinin, çoğunlukla her toplumdaki en zengin insanlar arasında yer alan hissedarlara fayda sağlamak için kullanıldığı da vurgulandı.
YÜZDE 1’LİK KESİM TÜM KÜRESEL FİNANS VARLIKLARININ YÜZDE 43’ÜNE SAHİP
Dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin, tüm küresel finansal varlıklarının yüzde 43’üne sahip olduğu da raporda yer aldı.
Küresel olarak erkeklerin kadınlardan 105 trilyon dolar daha fazla servete sahip olduğu bilgisine yer verilen raporda, bu servet farkının ABD ekonomisinin 4 katından fazlasına eşdeğer olduğu kaydedildi.
Raporda, en zengin yüzde 1’lik kesimin, insanlığın en yoksul üçte ikisinin yaydığı oranda karbon kirliliğine neden olduğunun altı çizildi.
Eşitsizliğin hemen hemen her ülkede ve küresel olarak çok yüksek olduğu konusunda geniş bir fikir birliği bulunduğu belirtilen raporda, 2023’te aralarında Jayati Ghosh ve Thomas Piketty’nin de bulunduğu dünyanın önde gelen ekonomistlerinin eski Birleşmiş Milletler (BM), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası personeliyle bir araya gelerek eşitsizliğin azaltılmasına yönelik net hedeflerin belirlenmesi çağrısında bulunduğu hatırlatıldı.
Küresel kural ve normların belirlenmesinde en zengin ülkelerin özel sorumluluğu bulunduğuna vurgu yapılan raporda, Brezilya liderliğindeki G20’nin rolü ve Küresel Güney ülkelerinin BM’deki çabalarının, ulusal ve küresel eşitsizliğin üstesinden gelmeye yönelik çok taraflı eylemler için hayati fırsatlar sunduğu belirtildi.
“UÇURUM HIZLI VE RADİKAL ŞEKİLDE AZALTILMALI”
Raporda, Oxfam’ın, hükümetlere süper zenginler ile toplumun geri kalanı arasındaki uçurumu hızlı ve radikal şekilde azaltmaları için çağrıda bulunduğu yer aldı.
Bunun için dinamik ve etkili bir devlet yapısının, aşırı kurumsal güce karşı en iyi siper olduğu bildirilen raporda, hükümetlerin sağlık ve eğitimi evrensel olarak sağlamanın yanı sıra enerjiden ulaşıma kadar sektörlerde kamuya sunulan ürünleri ve bunun seçeneklerini araştırması gerektiği vurgulandı.
Raporda, hükümetlerin tekelleri kırması ve patent kurallarını demokratikleştirmek de dahil kurumsal gücü dizginlemesi gerektiğine işaret edilirken, “Bu aynı zamanda geçinmeye yetecek ücretler için yasal düzenleme yapılması, CEO maaşlarının sınırlandırılması ve süper zenginler ile şirketlere yönelik, kalıcı servet ve aşırı kar vergileri de dahil yeni vergiler anlamına geliyor. Oxfam, dünyadaki milyonerlere ve milyarderlere uygulanacak bir servet vergisinin yılda 1,8 trilyon dolar getirebileceğini tahmin ediyor.” ifadeleri kullanıldı.