CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Meclis’te Milli Savunma Komisyonu gündemine gelmesi beklenen 60 maddeden oluşan kanun teklifindeki “emekli Milli Savunma Bakanlığı (MSB) mensuplarının rütbe ve unvanları ile açıklama yapmasının izne tabi olması” hususunu eleştirdi. Bağcıoğlu, bu düzenlemenin, son günlerde de tartışma konusu olan “etki ajanlığı” düzenlemesinin önünü açacağı konusunda uyardı.
Bağcıoğlu, Sözcü’den Aytunç Erkin‘e şu değerlendirmelerde bulundu:
“Değişiklik ile 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 95’nci maddesi 3’ncü fıkrasında değişiklik yapılmasını içermektedir. Yani halihazırda 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu zaten görevde olan bir askeri personelin izin almadan açıklama yapmasını hapis cezası ile cezalandıracak şekilde düzenlenmiştir. Değişiklikteki amaç ‘emekli olmuş ve artık askerlik mesleği ile ilişiği kalmamış’ kişilerin de bu madde kapsamına alınmasıdır. Düzenleme ile artık sivil olan şahısların Askeri Ceza Kanunu’na tabi olarak ceza almasına neden olacaktır. İktidar, AB uyum yasaları ve demokratikleşme gerekleriyle sivil şahısların Askeri Ceza Kanunu’na göre yargılanmasına son verdiğini övünerek ifade ederken şimdi tekrar sivil şahısların Askeri Ceza Kanunu’na göre yargılanmasının yolunu açan bir düzenleme yapmaktadır.”
“‘Etki Ajanlığı’ düzenlemesinin ilk uygulaması!”
Bu düzenlemenin asıl amacının bir sansür yasasını devreye girmesini sağlamak olduğunu ifade eden Bağcıoğlu, şunları kaydetti:
“Son günlerde sıkça tartışılan ‘Etki Ajanlığı’ düzenlemesinin ilk uygulaması emekli askerler ya da emekli askeri akademisyenler için uygulanmaya çalışılmaktadır. Elbette ki emekli askerlerin çeşitli basın yayın organlarında ‘Harekat emniyeti, istihbarata karşı koyma, TSK birliklerinin bekası, tertiplenmesi, teşkilat yapısı ve harekat planları gibi’ gizlilik içeren konularda önceki meslekleri itibariyle vakıf oldukları bilgileri paylaşması kabul edilemez. Zaten böyle bir paylaşım yapılması durumunda mevcut kanuni düzenlemelere göre bu kişiler hakkında gerekli adli ve idari tedbirler alınmaktadır. Yani TCK’nın 258, 301 ve 336’ncı maddeleri yapmış oldukları açıklamalarla gizli bilgileri açıklayan y ada hakaret/aşağılama içeren eylemleri cezalandırmaktadır. Ayrıca 2531 sayılı Kamu Görevinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkındaki Kanun da bu konudaki gerekli ceza sınırlarını zaten belirlenmiştir.”
“Akademik özgürlük sona erecek!”
Yankı Bağcıoğlu’na göre; bu düzenlemenin kabulü yakın gelecekte örneğin emekli büyükelçilerin dış politikaya, emekli profesörlerin çalışma alanlarına ilişkin açıklama yapmasının Dışişleri Bakanlığı ya da YÖK müsaadesine bağlı olması gibi düzenlemelerin yapılmasına da neden olabilir:
“Üstelik madde sadece açıklama yapmayı değil aynı zamanda beyanat vermek, yazı yazmak ve sair suretle açıklamada bulunmak gibi geniş bir kısıtlamaya neden olacağından bu alanda yapılacak akademik çalışmaların da MSB iznine bağlı olması sonucunu doğuracak, bu alana ilişkin akademik özgürlük sona erecektir.”
Yazının tamamını okumak için .