Fehmi Koru: Failleri bilindiği halde nedense gizeme dönüşen Hablemitoğlu suikastının üzerine gidilebilecek mi?

Fehmi Koru*

Biraz önce şu haber gözüme çarptı: “Necip Hablemitoğlu’nun suikast zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır Emniyet güçleri tarafından yakalandı…”

Haberin başlığı yanlış; doğrusu şöyle olacaktı: “Necip Hablemitoğlu’nun suikast zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır Emniyet güçleri tarafından YENİDEN yakalandı…”

Nuri Gökalp Bozkır’ın (NGB) yakalandığının, bu, kamuoyuna üçüncü kez duyurulması.

İlk olarak, yine böyle bir Ocak günü -26 Ocak 2022 tarihinde-, kendisinin yakalandığını gazetelere haber olduğunda duymuştuk. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Ukrayna’dan Türkiye’ye getirmişti onu. Bu arada, Ukraynalıların NGB’yi 2019 yılı Aralık ayında yakaladığı öğrenilmişti. Demek ki, Ukrayna, kendisini iki yıldan uzun bir süre ülkelerinde misafir etmiş…

Daha sonra, 2022 yılının Haziran ayında, NBK’nın da aralarında bulunduğu ‘suikast timi’ hakkında gözaltı kararı verildiği haberlere yansıdı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, Hablemitoğlu’na suikast emrini Özel Harp Dairesi’nde (ÖHD) albay rütbesiyle görevliyken Levent Göktaş vermiş, onun yönlendirmesiyle hepsi de sonradan emekli olacak değişik rütbedeki ÖHD mensubu subaylardan oluşan bir suikast timi oluşturulmuş…

Tim üyelerinden biri suikast öncesinde Hablemitoğlu’nun günlük hareketlerini takibe almış, onun verdiği bilgilere dayanılarak suikastın yapılacağı yer tespit edilmiş, timin başındaki kişi de günü ve saati belirleyerek cinayeti işleyecek kişiye görev emri çıkarmış…

[İddianame, timi, o sıralarda yaygın biçimde her kanlı eylemle arasında ilişki kurulan FETÖ ile de irtibatlıyor ama, hepsi ÖHD görevlisi suikast timinin FETÖ’den emir alarak cinayeti işlemiş olması hayli şaşırtıcı bir iddia.]

Levent Göktaş’ın adı kamuoyunca daha önceleri birkaç farklı olayda duyulmuştu zaten.

En önemli olayı, Kenya’da yakalanan PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı oradan bir özel uçakla Türkiye’ye getiren ekibin içerisinde yer almasıydı Levent Göktaş‘ın.

2009 yılında başlayan Ergenekon soruşturması kapsamı içerisinde gözaltına alınanlar arasında da yer almıştı Levent Göktaş. 2014 yılına kadar cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. 2016 yılında da Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş mahkumiyet kararını Yargıtay bozdu.

NBK’nın Ukrayna’da yakalanmasının, orada ve Türkiye’ye getirildikten sonra sorgulanmasının ardından başlatılan Hablemitoğlu suikastı soruşturması kapsamında haklarında gözaltı kararı çıkartılan dokuz kişi arasında Levent Göktaş da vardı, ama gözaltı için bilinen adreslerine gidildiğinde kendisinin kıl payı ile yakalanmaktan kurtulduğu anlaşıldı.

Arandığı sırada İnan Kıraç’ın iş yerine uğradığı haberlere konu olmuştu.

[İş insanı İnan Kıraç ile Levent Göktaş ilişkisi daha önce Sezgin Baran Korkmaz (SBK) hakkında Sedat Peker’in videolarında ileri sürülen iddialar sırasında da gündeme gelmişti. İnan Kıraç’ın SBK’da bulunan şirket hisselerini avukatı sıfatıyla o tahsil etmiş.]

Kırmızı bültenle aranırken Bulgaristan’da yakalandı Levent Göktaş. 16 Aralık 2022 tarihinde Sofya’dan Türkiye’ye getirilip tutuklandı. Ancak tutukluluk hali yine uzun sürmedi; mevcut delillerin lehine değişmesi ihtimali değerlendirilerek 18 Mayıs 2023 tarihinde tahliye edildi.

Son durum şu:

3 Kasım 2002 genel seçiminde TBMM’de sandalyelerin üçte ikisini kazanan AK Parti’nin iktidara gelişi ve Abdullah Gül başbakanlığında hükümetin kurulmasından kısa süre sonra, 18 Aralık 2002 tarihinde, laiklik savunucusu kimliğiyle kamuoyunun ilgisini kazanmış olan Doç. Necip Hablemitoğlu bir suikastla hayatını kaybetmişti. 

Aradan 21 yıl geçti, 22. yıla girildi. Hala ona yönelik suikastın dosyası yargı tarafından kapatılmadı.

Suikastı işledikleri yolunda kamuoyuyla paylaşılan bilgilerle isimleri duyulmuş suikast timini oluşturduğu bilinen dokuz kişi, geçen yılın Mayıs ayında serbest bırakılmışlardı.

O iddiadan vazgeçildiğini düşündürecek bir gelişmeydi serbest bırakılmaları.

NBK’nın yeniden gözaltına alınması eski iddiaların canlandırılacağı anlamına mı geliyor?

Mümkündür.

Gözaltına alma işlemini yapan kurumun Emniyet olması bunu düşündürüyor.

İçişleri bakanı değişti, artık Süleyman Soylu yok, yeni bakan Ali Yerlikaya eski defterleri açabiliyor.

Bakalım bu defa AK Parti’nin ömrünü kısaltma amacıyla yapıldığını düşündüren o ilk suikastın bütün failleriyle, AK Parti’nin iktidarının 22. yılında, nihayet hesaplaşılacak mı?

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir